Fantastik Dünyaların Elementleri

821

(Bu yazı 11.05.2021 tarihinde www.kayipdunya.com’da yayımlanmıştır ve Kayıp Dünya ekibinin izni ile d12Macera sitesinde arşivlenmiştir.)

Rus kimyager Dmitri Mendeleyev’in tanzim ettiği periyodik tablonun üzerinden 150 yıla yakın zaman geçti. Kozmosun Dünyamıza serpiştirdiği elementlerin nimetlerinden yararlanmanın çift taraflı bir etkisi olduğunu da fark edeli çok oldu. Fakat yaratılan çevre kirliliği, insanlığın azı karar çoğu zarar düşüncesinden hala uzakta olduğunu göstermektedir. Küresel ısınma gerçeğinin jönlerinden fosil yakıtlar yerine alternatif enerji kaynaklarının kullanılmasının desteklenip yaygınlaştırılması çabası ne yazık ki arzu edilen ölçüde değildir.

Kullandığımız birçok cihazın elektronikleşmiş, dijitalleşmiş olması, boyutlarının küçülmesi, yer altı kaynaklarına olan ihtiyacın azaldığı izlenimini verebilir. Fakat yeşil enerjinin de öneminden ziyade popüler bir kültür öğesi haline getirildiği günümüzde maden kullanımının eskisinden daha yoğun olduğunu söylesem nasıl olabilir sorusu akıllara gelebilir. Buna birkaç örnek verebiliriz;

Şeffaf yüzey üzerinde bir parmak kaydırarak dijital dünyaya adım attığımız cep telefonlarımızın ataları 1980’li yıllarda hayatımıza girmiştir. O zamanlarda telsiz tertibatı boyutlarındaki cep telefonlarının imalatı için 25-30 arası element türü kullanılırken artık avuç içine sığan bu icadın seri üretimi için neredeyse 75 adet elemente ihtiyaç duyulmaktadır. (bkz. Bloomberg Businessweek-The Elements Special Issue, September 2019)

Şimdi aşağıdaki şu dizilimlere bir göz atalım;

  • Fe+Cl+H+C+O+F+He+Ge+Ar+N+Si
  • H+He+C+S+Cl+Ar+Cu+Nb+Pd+W+Co+N+Ga+Mo+As+Zr+P+Ru+In+Cr+Ti+Pt+I+Xe+O+F+Mg+Al+Si

Bu harf silsilesi belki ilk bakışta bir bilmece ya da şifre gibi görünebilir. Fakat birinci sıra bir bilgisayar çipi, ikinci sıra fiber optik kablo imalatı için gereken elementlerin sembolleridir.

Görüldüğü üzere teknolojik ilerleme yaşamlarımızı daha ufak boyutlara sığdırıyor gibi görünse de madenlere ve onları meydana getiren elementlere karşı tüketim talebini tam tersi yönde etkilemektedir.

Son yıllarda periyodik tablonun belki de en ilgi çekici üyeleri olan nadir toprak elementleri[1] üzerinden uluslararası bir tartışma çıkmıştı. Bu on yedi elemente nükleer reaktörlerdeki nötronları absorbe etmekten tutun güneş paneli imalatına kadar yüksek teknoloji içeren birçok alanda ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Son günlerde adı çok geçen F-35 uçağının üretiminde her bir uçak için bu element serisinden yaklaşık toplam 442 kg. gerekmektedir.

Önümüzdeki 50-60 yıllık dönemde başka gezegenlerde yaşanabilir ortam yaratma planlarının yerini salt maden kolonisi kurmanın aldığı, Perseverance’ın Marsa inişinden bu yana üretilen haberlerden anlaşılmaktadır. Hatta transistor dahi üretilemeyen memleketimizde bile popülizm yolunda gündem saptırma aracı olarak uzay madenciliği tercih edilen bir konu haline gelmiştir.

Bu eğilim, bilimkurguda, fantastik edebiyatta ve diğer türlerde de kendine bir yer bulmuştur. Bana göre elementler, bilimkurgu ve fantastik edebiyatın bir tür arka kapıları, öykü akışlarındaki kısa çıkış yolları gibidir. Belki ana konunun dışına çıkmamak belki de fazla uğraşmamak amacıyla çoğunda tek bir önemli element vardır ve neredeyse her derde devadır. Sizi yıldızların ötesine taşır, kılıcınızı ve zırhınızı yok edilemez yapar, inanılmaz güçler kazandırır, kafanıza sürerseniz saç çıkarır vs.

Bunlardan Mithril, Adamantium ve Vibranyum gibi en popüler olanlarını bilmeyenimiz yoktur. Biraz da kenarda köşede kalmış olanlarından ya da daha az popüler olan nadir elementlerin bazılarından örnekler verebiliriz.

  • Dilithium: Lityumdan türetilmiştir. Her Uzay Yolu hayranı bilir ki kristal yapıya sahip bu element, warp hızında seyahat etmeyi sağlar.
  • Kyber Kristali: İlk gördüğümüzde gözlerimizi kamaştıran ama sonra eline floresanı kapanın oraya buraya savurduğu fikrine sürüklenmemize sebep Yıldız Savaşları serisindeki ışın kılıçlarının kristalleridir. Jedi, mesleki ve sosyal sınıflara göre farklı renkteki kristalleri tercih etmektedir. Özelliklerine değinmeyeceğim. Sith ise gücün karanlık tarafını daha iyi yoğunlaştırdığı için zaten kırmızıdan başka renk kullanmamaktadır.
  • Cobalt Thorium G: Stanley Kubrick’in 1964 yapımı politik hiciv türündeki filmi Dr. Strangelove da dünyanın sonunu getirecek bombanın elementidir. Gerçek yaşamda bulunan kobalt ve toryumun muhtemelen radyoaktif izotopunu vurgulamak için sonuna G harfinin de eklenmesiyle oluşturulan Hollywood usulü nükleer bombanın hammaddesidir.
  • Unobtanium: James Cameron’un devasa bütçeli Avatar filminin geçtiği Pandora gezegeninde bulunan olağanüstü elementtir. Kilogramının kırk milyon USD olduğu (tabi paranın zaman değeri ya da enflasyon etkisi bu hesaba dâhil midir bilmemekteyiz) bu element, mükemmel bir süper iletkendir ve James Cameron’a da gişede iyi bir hasılat getirmiştir.
  • Feminium: Aramızda Wonder Woman takipçileri varsa belki tanıdık gelebilir. 1976 tarihli TV dizisinde Wonder Woman’ın bilekliklerinin imal edildiği metaldir.
  • Jerktonium: Sünger Bob serisinde tüm “Bikini Bottom” kasabası sakinlerini Bay Planktona benzeten elementtir.
  • Energon: Çocukluğumuzdan bu yana “dönüşün” narası atılmasına müteakip “çı-çı-çı-çu” ses efektini zihnimize yerleştiren Transformers’daki ana enerji kaynağıdır. Dikkate çeken özelliği; inorganik yaşam formu yaratacak enerjiyi vermesidir. Ayrıca tetris misali küp küp biriktirilir, bayramlarda likörün yanında ikram edilir.
  • Keryum: Ülkemizde 90’lı yılların başında kısa süreliğine tanışma fırsatı elde ettiğimiz, He-Man’in yaratıcısı Filmation Stüdyosunun son animasyonu, Western temalı Brave Starr’da geçen, evrendeki en nadir ve en kıymetli kristaldir. Küçük bir parçasıyla yıldızların ötesine seyahat edilebilmektedir.
  • Bolognium: Springfield İlkokulunda kimya dersinde adı geçen elementtir. Ne işe yaradığına sorarsak lezzetli yanıtının verilmesi dışında bir bilgi edinememekteyiz.

Kimya dersine karşı önyargılarım lise yıllarına dayanır. İnsanlıktan nasibini almamış kimya öğretmenim sayesinde küstüğüm elementlerle barışmam 2018’de ilk kez metale dayalı bir vadeli işlem sözleşmesini yakından incelememle gerçekleşti. Eğer hala hattaysan tanrılar seni davul etsin sevgili öğretmenim.

Ormanın Ötesindeki Adam
WRITTEN BY

Ormanın Ötesindeki Adam

Karadeniz'de doğdu, İç Anadolu'da büyüdü, Marmara'da yaşıyor. Mesleğinin ördüğü boğucu duvarlar arasında bulduğu çatlaklardan kaçıp ya tabiata sığınıyor ya da zarları yanındaysa GM'lik yaparak nefes almaya çalışıyor. Hayatın bir gerçeği ne yazık ki her şeyin sonunda kürkçü dükkanına geri dönüyor. Fakat bir sonraki kaçış için çatlaklar araması gerektiğini unutmuyor.