Bağlantısızlar İttifakı #2: Bata’a

30

(Bu yazı dizisi 12.06.2020 – 15.07.2020 tarihleri arasında www.kayipdunya.com’da  yayımlanmıştır ve Kayıp Dünya ekibinin izni ile d12Macera sitesinde arşivlenmiştir.)

BATI AFRİKA’DAN KARAYİPLERE SİHRİN KISA TARİHİ

Tanrıların görevlerini yerine getirebilmek için yaşayan akıllı varlıkların bedeninde vücut bulması Afrika dinlerinde yaygın bir inanıştır. Bu inancın Batı Afrika kıyılarındaki (günümüz Nijerya, Benin,Togo gibi) en dikkate değer temsilcisi Uzoma’dır (Seyyahlar, Ruhani Kraliçeler ve Gizemlerin Babaları. Yükseliş kavramından, Teknokrasi ile Gelenekler arasındaki savaştan bihaber küçük sihir grubu)Orisha’lar (Ata ruhları, kutsal ruhlar) Uzoma sihrinin (ashé) temelidir.

On altıncı yüzyıldan sonra kalabalık insan grupları, köle ticareti yoluyla Afrika’dan Atlas okyanusunun ötesine taşındı. Atalarının inançları, korkunç koşullara rağmen Afrika’dan koparılan topluluğunun birliğini korudu ve bu çaresiz insanların hayatta kalmalarına yardım etti. Köle getirildikleri topraklardaki yerli kültlerin mensupları ve sömürgecilikle getirilen baskın inançlarla kurulan ilişkilerden yararlanarak yeni dini akımlar oluşturdular. Köklerinden kopma ve çatışmadan doğan bu akımlar, tanrılar ve ayinlerin birbirlerine eklenmesiyle bir tür senteze ulaştı. Bu birleşimin arkasında her zaman kolektif kimlik, kişisel bilinç veya toplumsal ilişkilerle ilgili sorunlar da bulunmaktadır. Afrika dinleri; köleliğe, dışarıdan gelen sivil ve dinsel şiddete karşı bir kimliğin kanıtıdır. Benin’deki vudu kültleri ile geleneksel tanrılara Hıristiyan azizlerini de ekleyen Brezilya ile Haiti vudu gruplarını örnek verebiliriz.  

Sömürgecilikten sonra Afrika kültlerinin anlamı da değişmiştir. Başlangıçta yerleşik düzeni meşrulaştırma işlevi gören bu inanç grupları zamanla birer başkaldırı aracı haline gelmiştir. Tanrısal varlıkların bir bedene yerleşmesi, cin tutması ayinlerine dönüşür. Vududan, Candombleye, Umbandaya kadar çeşitlenen inanç biçimleri, bu halkları yaşadıkları karmaşık değişimlere katlanmalarını belki de kolaylaştırmıştır.

Günümüzde Karayip adalarında, Orta ve Güney Amerika anakarasının kırsalında ve favelada (gecekondu mahalleleri) bir arada varlıklarını sürdüren birkaç ayin şekli görülmektedir. Candomble; Orisha kültüne tekabül eder ve evrenin iki bölgesi arasındaki -olayların ve canlıların dünyası ile ruhların dünyası- ilişkiyi kurar. Şiddet yüklü gösterilere sahne olan Macumba; Afrikalı tanrılara, Kızılderili inancındaki ruhları (Caboclo) da ekler. Trans halinin vahşi özelliği belki de bu ruhlardan kaynaklanmaktadır. Afrikalıların, yerlilerin, Katoliklerin katkılarını birleştiren Umbanda, orta sınıfın değerlerini dile getirir ve belki de Brezilyanın milli dinini temsil eder. 1804’te bağımsızlığını kazanmasında büyük katkısı olan Haiti vudusu ise proleterleşmiş, okuma yazma bilmeyen zenci köylü yığınlarını bir araya getirir. Hıristiyan azizlerini Loa’lar(ruhlar) ile birlikte özdeşleştirme isteğine rağmen vudunun kimliğini değiştirememiştir. Hıristiyan görünüş biçimsel olarak korunmakla birlikte cin tutması dansında tamamen pagan tanrılara özgü nitelikler söz konusudur.

Vudunun çevresinde sapkın uygulamalar da gelişmiştir. Rahiplerin balmumundan heykeller yapıp üstüne iğne saplamaya başlaması, kurbanın üzerine bir ölünün ruhunu yollayıp onun kısa sürede zayıflamasına, sararıp solmasına yol açan kara büyü türleri ortaya çıkmıştır. İtaatsizlik edenleri zombiye dönüştürme tehdidinden kaynaklanan güçle bu rahipler, bazı yerlerde toplumsal ve ekonomik hayata da egemen olurlar. Afrika’daki köklerinin arasında sihirlerinin etkisini arttırmak için kanlarını ve kemiklerini kullanmak amacıyla Laibon (Afrikalı vampirler için kullanılan Vampire: The Masquerade terimi) avcılığı yapan Obayifo (cadı)’lar hala bulunur.

SİSLERİN ARDINDAKİ MİSTİKLER-BATA’A

Karayipli sihir kullanıcılarının ruhlar için kullandıkları davullarından ismini alan Bata’a, insanların kalplerindeki, yüzyıllar öncesinden kalan zincire vurulmuş, korkuyla mahkûm edilmiş ıstıraplarının tercümanlarıdır. Köle geldikleri topraklara yanlarında Afrika’dan tanrılarını da getirmiş olan Bata’a inananları, dışarıdan bakanlar için çoğunlukla yanlış anlaşılan ve korkutucu gelen Vudu, Candomble ve İspanyol Katolikliği ile Fransız kültürü birleşimi bir inanç ve yaşam tarzıyla güçlerini kullanır. Bunu Les Invisibles (topraklarına ve insanlarına nüfuz eden kutsal ruhlar) aracılığıyla yaparlar. Onlara gücü veren Les Mysteres (Loa ya da Orisha) dedikleri varlıklara saygı duyar, onlara tapar ve hizmet ederler. Sihir, bu varlıklara duyulan sevgi, saygı, tapınma ve sunular sonucu ruhların bahşettiği güçlerdir.

Çok dağınık bir yapıları olmakla beraber komünleri arasındaki inanç ve kültür birliğinin etkisi batı Afrika sahillerine kadar uzanmaktadır. Çünkü Uzoma öğretilerini kökleri olarak kabul ederler. Saygı duyulan büyüklerine mae-de-santos (anne aziz) veya pae-de-santos (baba aziz) derler. Ronde des Ames (ruh zinciri) dedikleri aile yapısına benzer (Marassas: Anne ve baba figürünün idare ettiği gruplar) gruplarının içinde uyanmış sihirbaz (magus) ya da büyücü (hedge-magician) ayrımı yoktur. Ruh dünyasından dijital dünyaya, bilgi edinme ağına katkı sağlayan, zincirleri de birbirine yakınlaştıran herkes Ailenin (Rangi; renkler) üyesidir. Bir Bata’a mensubu olmak için kişinin beden ve ruhlar arasındaki yüce birlikteliği anlaması ve kendisini Loa’ya adaması gerekir. Eğer gruba kabul edilirse en az bir sene tüm zamanını ve maddi gücünü aileye ve öğreticisine vermesi gerekir. Yetenek gösterirse artık hounsis (çırak) olur. Bir Bata’a olduğunu ispatlama yolunun sonundaysa alkol ve halüsinojen bitkilerin karıştığı ruh alma ayininde kutsal varlıkların insafına bırakılır. Hayatta kalırsa çömez artık bir Bata’a’dır.

Önceleri ne diğer bağlantısızlarla, ne de Geleneklerle ilgisi ve alakası olan Bata’a için dönüm noktası; doksanların sonu ile iki binli yılların başında, Teknokrasinin temizlik girişimi sonucu sihir evrenini yerle bir eden Avatar Fırtınası’dır (Tempéte). Ruhlarla iç içe olan Bata’a,  öteki dünyaları harabeye çeviren felaketin sonucunda bölünmenin ve ayrılmanın tamamen yok olmakla eş değer olduğunu anlamıştır. Fakat Geleneklere mesafeli yaklaşmaya devam etmekte, öte yandan diğer bağlantısızlarla iletişimini artırmaktadır. Spirit ve Life etkilendikleri kürelerdir.

Görseller:

Dieudonné Cédor         

Steve Prescott

Ormanın Ötesindeki Adam
WRITTEN BY

Ormanın Ötesindeki Adam

Karadeniz'de doğdu, İç Anadolu'da büyüdü, Marmara'da yaşıyor. Mesleğinin ördüğü boğucu duvarlar arasında bulduğu çatlaklardan kaçıp ya tabiata sığınıyor ya da zarları yanındaysa GM'lik yaparak nefes almaya çalışıyor. Hayatın bir gerçeği ne yazık ki her şeyin sonunda kürkçü dükkanına geri dönüyor. Fakat bir sonraki kaçış için çatlaklar araması gerektiğini unutmuyor.